29 Eylül 2011 Perşembe

PEYNİRLİ KIRMIZI BİBER SARMASI


         Bugünlerde çoğu evde bizim evde de olduğu gibi  son kış hazırlıkları yapılıyordur eminim. Daha önce koymuştum biraz derin dondurucuya ama bol bol olsun diye geçen gün pazardan kırmızı biber  yine aldım ve dün közleyip derin dondurucuya koydum. Ev bu kadar közlenmiş kırmızı biber kokarken çok sevdiğim peynirli cevizli kırmızı biber sarmasını yapmadan duramadım.  

       Bu bahar havasından olsa gerek, tembelliğimi üstümden yavaş yavaş atıyorum galiba. Blogumda olmasını istediğim bir çok tarifimi yaz tembelliğimden hep sonraya atmıştım ya şimdi hepsini yapıp paylaşmak istiyorum. Aman maşallah diyeyimde kendi kendime nazar değdirip tembelliğime dönmeyeyim :) değil mi....

         Tarifim bilindik ve oldukça basit bir tarif. Közlenmiş kırmızı biberlerin içine  beyaz peynir, ceviz ve isteğe göre baharatlarda katılıp, biberlerin sarılmasıyla  yapılan pratik bir tarif. Ben baharat katmıyorum çünkü birbirine müthiş uyan  kırmızı biber ve peynirin birleştiğinde ki o doğal tadı seviyorum. Ama sizler damak tadınıza göre pul biber, karabiber ya da kuru nane ekleyerek yapabilirsiniz.

MALZEMELER:
  • 3 adet kırmızı biber ( büyük  olacak )
  • 1 su bardağı beyaz peynir
  • 8 adet ceviz
  • maydanoz sapları 
YAPILIŞI:
  1. Biberleri közleyin ve kabuklarını soyup temizleyin.
  2. Peyniri çatalla ezin. Eğer peyniriniz tuzsuz ya da az tuzlu ise istediğiniz kadar tuz ekleyin.
  3. Cevizleri uzunlamasına dörde bölün ya da minik minik kırıp peynirle karıştırabilirsiniz. Ben büyük parçalar halinde kullandım.
  4. Kırmızı biberleri büyüklüğüne göre uzunlamasına  ikiye ya da üçe ayırın.
  5. Biberlerin geniş tarafı size bacak şekilde biraz peynirden ve peynirin üzerine ceviz koyarak sarın.
  6. Maydanoz saplarını sıcak su koyduğunuz bir kapta 4-5 dakika bekletip yumuşattıktan sonra sardığınız biberlerin etrafına kopmamasına dikkat ederek, düğüm atarak bağlayın.
  7. İsteğinize göre üzerine az zeytinyağı gezdirerek de servis yapabilirsiniz. Afiyet olsun.

    28 Eylül 2011 Çarşamba

    DOMATESLİ KUSKUS PİLAVI

    HEM PRATİK HEM DE LEZZETLİ BİR PİLAV
           Daha önce yapmış olduğum domatesli arpa şehriye pilavı gibi bu tarz pilavlar bizim evde çok sevildiği için sık sık yapıyorum. Ama buna benzer bir çok yemeğim de olduğu gibi, her seferinde bir daha yaptığımda fotoğrafını çekerim diye düşünmemden yani tembelliğimden :) bu güne kısmet oldu paylaşmak.
           Özellikle kızım çok seviyor kuskus pilavını. Bende çok sevdiğim  ve çoğu yemeğin yanına yakıştırdığım için pirinç pilavından daha çok yapıyorum. Bazen tavuk bulyon da kattığım oluyor, sizde isterseniz bulyon yada sadece tavuk suyu kullanarak da yapabilirsiniz.
          Tembellik etmeyip  bir daha yaptığımda sebzeli kuskus pilavını da paylaşmak istiyorum,  renkli ve zengin görünüşlü pilav sevenler için...
             Hem pratik hem de çok lezzetli olan bu pilavı hiç yapmadıysanız mutlaka bir kere deneyin derim.

    MALZEMELER:
    • 1 su bardağı kuskus
    • 2 adet orta boy domates
    • 3 yemek kaşığı sıvı yağ
    • 2 su bardağı sıcak su
    • tuz
    YAPILIŞI:
    1. Öncelikle domatesleri rendeleyin.
    2. Tencereye sıvı yağı ve rendelenmiş domatesleri koyun. Domateslerin diriliği gidinceye kadar kavurun.
    3. Kuskusları ekleyin ve iki-üç dakika iyice karıştırarak kavurun.
    4. Sıcak suyu ve damak tadınıza göre tuzunu da ekleyip karıştırın ve kapağını kapatıp kısık ateşte suyunu çekene kadar pişirin. 
    5. Piştikten sonra altını kapatın, karıştırın ve 10 dakika demlenmeye bırakın. Servis etmeden önce istediğiniz bir kalıbın şeklini verebilirsiniz. Afiyet olsun.

    24 Eylül 2011 Cumartesi

    PATATESLİ KOL BÖREĞİ

          Geçenlerde canım nasıl çekti  bu böreği anlatamam, uzun zamandır da yapmamıştım ondan olsa gerek. Patatesli böreği her yaptığımda ve yediğimde beni çocukluğuma götürür, çünkü annem ben çocukken çok yapardı. Yanında ayranla oh mis gibi yerdim...
          Tabi benim gibi hazıra kaçmaz, kendi elleriyle açardı annem yufkasını, lezzeti eşsizdir o yüzden. Ama unutamadığım ve her yaptığımda beni alıp o günlere götüren yağda kavrulup karamelize olan soğanların salça katıldıktan sonra, haşlanmış patates ile buluştuğunda ki o kokusu. Annemin böreği gibi el açması olmasa da böreğim iki şekerimin hafızalarında yer eder umarım. Özlemişim bu böreği, daha sık yapmalıyım ve vakit ayırıp el açması yapmalıyım bende.

    MALZEMELER:
    • 4 adet yufka
    • 6-7 adet orta boy patates
    • 2 adet kuru soğan
    • 4 yemek kaşığı sıvı yağ
    • 1 yemek kaşığı biber ya da domates salçası
    • 1 su bardağı su, yarım su bardağı sıvı yağ( yufkaların üzerine sürmek için )
    • karabiber, kimyon ve tuz.
    YAPILIŞI:
    1. Patatesleri haşlayın, rendeleyin yada sıcakken ezin.
    2. Soğanları minik minik yemeklik doğrayın ve 4 yemek kaşığı sıvı yağda, orta ateşte sürekli karıştırarak kavurun. Soğanların rengi değişmeye başlayınca,  salçasını ekleyin ve 1-2 dakika salça ile kavurun.
    3. Kavrulmuş soğanlara ezilmiş patatesleri, karabiberi, kimyonu ve tuzu ekleyip karıştırın. Hiç bekletmeden ateşi kapatın ve ocaktan alın.
    4. Bir kasede sıvı yağ ve suyu iyice karıştırıp hazırlayın.
    5. Yufkayı ikiye bölün, geniş tarafı size bakacak şekilde tezgaha serin. Bir fırça yardımı ile, üzerine yağlı su karışımından sürün. Patatesli harcı bir kaşık yardımı ile ufak ufak serpiştirin. Geniş tarafından başlayarak rulo yapın.
    6. Hafifçe yağladığınız fırın tepsisine  ilk önce bir ruloyu  gül şeklinde, diğerlerini de onun çevresini saracak şekilde yerleştirin.
    7. Kalan yağlı suyu da böreğin üzerine sürün.
    8. 200 derece de ısıtılmış fırında, 30-35 dk. üzeri  turuncu renk olana kadar pişirin. Afiyet olsun.

    22 Eylül 2011 Perşembe

    Çocuğunuz İnternetteyken Gözünüz Arkada Kalmasın!


    Hızla dijitalleşen dünyaya çocuğunuzun da ayak uydurmasını ve bilinçli bir internet kullanıcısı olarak yetişmesini isterken, güvenlikli bir site bulamadığınız için gözünüz arkada mı kalıyor? O halde en kısa zamanda Tipeez.com’u keşfetmenizi öneriyoruz. Çünkü 1.000.000 çocuk her gün Tipeez’de buluşuyor!

    Güvenlikli alt yapısı, çocuk ve gençlere yönelik birbirinden farklı ve eğlenceli faaliyetleri ile Tipeez.com, Türkiye’nin en çok tercih edilen çocuk ve gençlik portalı. 7-14 yaş arası çocuklar Tipeez.com’da güncel haberleri takip ediyor, birbirinden eğlenceli oyunlar oynuyor, hediyeli yarışmalara katılıyor, kendi makalelerini yazabiliyor, kişisel ajandalarını tutabiliyor.

    Tipeez, güçlü güvenlik önlemleri, ebeveyne kontrol yetkisi sağlayan özel sistemi ve çocuklara kişisel bilgilerini açıklamadan veya kaba bir dil kullanmadan kendi yaş grubuyla konuşma özgürlüğü veren patentli programıyla, Türkiye’deki her iki çocuktan birinin ve ebeveynlerinin tek tercihi.

    Sizleri de, Tipeez'i çocuklarınızla birlikte keşfetmeye ve sitenin size sunduğu imkanlardan yararlanmaya davet ediyoruz: www.tipeez.com


    Bir bumads advertorial içeriğidir.

    21 Eylül 2011 Çarşamba

    EKS MUTFAK AKADEMİSİ BLOG YAZARLARI BULUŞMASI

                          
            Kızımın okula başlamasıyla yoğun geçen günlerimin ardından nihayet bloguma girebildim. Melek Suay' ım geçen hafta ki alışma dönemini çok güzel geçirip bu hafta okulun ilk açılış gününde arkadaşlarıyla beraber şiir bile okudu. Kızım gayet güzel uyum gösterirken oğlum bir türlü ablasından ayrılmaya alışamadı. Ablasını okula bırakmaya her gittiğimizde küçük şekerime binbir diller döküp, ikna etmek beni nasıl yordu anlatamam. Bu arada oğlum sayesinde bütün okul beni tanıdı çünkü "aba abaaa" diye sınıfına giden ablasının arkasından bağırmasıyla ben bağıran çocuğun annesi şeklinde bir üne kavuştum :) Her geçen gün biraz daha sakinleşiyor bakalım , alışacak zamanla inşallah...
          Okul telaşımın yanı sıra bir başka güzel telaş daha yaşadım. Geçtiğimiz pazar İstanbul' a gidip Gönül Hanım , Mehtap Hanım   ve Cemile Hanım' ın organize ettiği ve EKS Mutfak Akademisi 'nde düzenlenen blog yazarları buluşmasına katıldım. 

           EKS Mutfak  Akademisi kurucusu ve hepinizin tanıdığı Eyüp Kemal Sevinç ile tanışma fırsatımız oldu. Çok güzel bir gün geçirdim ve severek takip ettiğim bir çok blogcu arkadaşımla tanışmış oldum. Gerçekten hepsi çok güzel, güleryüzlü ve pozitif insanlar. Hepsiyle tanıştığım için çok memnunum.
         EKS Mutfak Akademisi' nin güzel bahçesinde uzun bir masa etrafında toplanıp başarılı şef Eyüp Kemal Sevinç bize yapmak istediği projesini anlattı ve biz bloggerlardan projesine destek istedi.  Yemek bloggerları platformu oluşturmak ve bizlerin yapacağı yemeklerden oluşan ortak bir kitap projesinde birlikte olmayı, kitabın gelirinin ise sosyal sorumluluk projesi dahilinde bir yardım vakfına bağışlanması konusunda ki proje hepimizden tam destek gördü ve karar alındı. Böyle sonucunda yardıma ihtiyacı olanlara ulaşacak bu projede yer almak beni şimdiden heyecanlandırıyor doğrusu. Bu arada EKS Mutfak Akademisi' ne bayıldım. Güleryüzlü ekibi ve profesyonel mutfağı bir harika bunuda söylemeden geçemeyeceğim.
          Bu kadar marifetli hanım bir araya gelirde güzel ikramlar olmaz mı değil mi :) Buluşmaya gelirken hepimizin getirmiş olduğu bu güzelim ikramlar keyfimize keyif kattı doğrusu ve muhabbetler eşliğinde yedik de yedik. Ama tabi çeşit çok olunca hepsinin tadına bakmak mümkün olmadı ne yazık  ki:(  Tüm arkadaşlarımın ellerine sağlık diyorum bir daha...
    Bunlarda benim yaptığım sodalı poğaçalar, tarifini en kısa zamanda koyacağım bloguma.

          Veeee  KOSKA  ve SİNANGİL  tarafından bizler için hazırlanan  hediye paketleri. Paketlerde yok yok yani desem yeridir. Bakınız;


         Hediye paketlerinin içindeki birbirinden güzel hediyeler için tekrar teşekkür ediyorum KOSKA ve SİNANGİL 'e, sayelerinde elimiz kolumuz dolu döndük evlerimize. Bunlarla neler neler yaparım artık :)
           Bu güzel günün ardından hediyelerimi de aldıktan sonra arkadaşlarımızla bir daha görüşmek üzere sözleşerek ayrıldık. Bu güzel buluşmayı organize eden ve emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum .  İyi ki katılmışım :)

    12 Eylül 2011 Pazartesi

    YAZ RÜYASI

    HAFİF VE PRATİK, EVDE NE VARSA TATLISI :)
            Ramazandı, oruçtu, bayramdı derken hepsini geride bıraktık hayırlısıyla.  Biraz fazla ara verdim bu sefer yoğunluktan farkındayım ama koşturmacam hiç bitmiyor bu aralar. Şimdi de kızımın okul telaşı var, canım Suay' ım yarın ana sınıfına başlıyor, heyecanlıyız hem de çok. Okulla birlikte düzenimiz oturacak inşallah, aklımda yapmak istediğim bir sürü şey var. Hepsini tek tek hayata geçireceğim hayırlısıyla, tabi sizleri de haberdar edeceğim.
             Evet nerede kalmıştık bakalım. Ailecek iftar soframdan pastamın tarifini de  verip yeni yeni tariflere geçmek  istiyorum. O gün  ne tatlı yapsam diye düşünürken, evde ki malzemelerden yola çıkıp (tabi ki İzmir'den gelen üzümlerin büyük payı oldu bu pastanın oluşmasında ) yarım saatte yapıverdim bu pastayı, çok pratik  oldu benim için.
                                          
             Eşim ve şekerlerim ile iftardan sonra pastayı yerken,  kedidilli üzümlü pasta, jöleli kedidilli pasta gibi isimler mi koysam diye düşünürken eşim, "yaz rüyası koysana adını" dedi, bende sevdim bu adı, tamam dedim.     
               Pastanın adını koyduk, tadına gelince eşimden tam not aldı. Düşündüğümden daha hafif bir pasta oldu. Ama fazla üzüm koyduğum konusunda eşim ile hem fikirdik. Üzümleri bir sıra halinde dizsem daha iyi olurdu. Buna rağmen pastadan geriye bir şey kalmadı :)
          
           Yarın bizim için önemli bir gün, kızım erkenden yattı ama iki de bir kalkıp "okula gideceğim için heyecandan uyuyamıyorum anne" deyip durdu. Çocuk olmak ne güzel, çocuğunun büyüdüğünü görmek bambaşka güzel. Anlaşıldığı üzere duygusala bağlamak üzereyim :) Annelik işte... Yarın okula başlayacak tüm miniklere başarılar diliyorum ve tarifime geçiyorum...

    MALZEMELER:
    • 1 paket kedidili bisküvi
    • 1 paket krem şanti
    • 1 su bardağı süt ( krem şanti için )
    • 15-16 adet bebe bisküvisi
    • 2 yemek kaşığı damla çikolata
    • 1 paket dr.oetker jöle ( elmalı-kivili )
    • yarım kase süt ( kedi dillerini ıslatmak için )
    • üzüm (istediğiniz kadar)
    • 5 ince dilim elma (üzeri için )
    YAPILIŞI:
    1. Kelepçeli bir kalıbın kenarlarına  ( kelepçeli  kalıbınız  yoksa yuvarlak derin bir kabın içini streç film ile kaplayıp daha sonra streç film yardımı ile pastayı çıkararak da yapabilirsiniz ) kedidillerini geniş bir kase içindeki süte batırın ve kelepçeli  kalıbın kenarlarına yan yana dizin. Kedidillerini ikiye bölün ve bir sırada  kalıbın tabanına yine süte batırarak bisküvileri dizin.Yalnız dikkat edin kedidillerini hemen süte batırır batırmaz çıkarın. Eğer fazla bekletirseniz kedidilleri hemen yumuşayıp dağılırlar.
    2. Krem şantiyi süt ile çırpın ve kıvamını aldıktan sonra bebe bisküvilerini ikiye kırın ve  damla çikolatalar  ile içine ilave edin, karıştırın. Eğer kedidili bisküvilerinden arttı ise kalanları da dörde bölüp krem şantiye ilave edin.
    3. Krem şantili karışımı bisküvileri dizmiş olduğunuz kelepçeli kalıba dökün, yayın ve kaşık yardımı ile üzerini düzleyin.
    4. Jöleyi paketin üzerinde ki tarife göre hazırlayın.
    5. Üzüm tanelerini kalıptaki krem şantili karışımın üzerine dizin. Burada tek sıra da dizebilirsiniz. Ben iki sıra dizdim. Elma dilimlerini üzerine koyun ve jöleyi biraz ılındıktan sonra üzerine dökün.
    6. 2-3 saat buzdolabında beklettikten sonra kelepçeli kalıptan çıkarın ve dilimleyerek servis edin. Afiyet olsun.
    Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...