24 Haziran 2011 Cuma

BİSKÜVİLİ BALKABAKLI PASTA

  
İKİ ŞEKERLİ MUTFAKTAN İKİ ŞEKERLİ TATİLE...
     Çiğdem'in sofrası için yaptığım bisküvili balkabaklı pasta ile sezon finalimi yapıyorum arkadaşlar.Küçük bir balkabağını  epeydir bekletiyordum şöyle değişik bir şey yapayım diye ve bir pasta yaptım nihayet. Bu tarif tamamen tarafıma aittir, inanın çok özenerek yaptım. Alt katın bisküvili ve üst katın krem şantili olmasını istedim. Balkabaklı kat için önce jöle ile karıştırmayı düşündüm ama elimde limonlu jöle vardı ve ekşi bir tat vereceğinden kullanmak istemedim. Blendırla ezdikten sonra kabakların kıvamının pasta için biraz daha katı olması için elimle ezerek bisküvi kattım. Birden ceviz katmak aklıma geldi ve iyi ki de katmışım. Balkabaklı pastam gerçekten güzel oldu. Balkabağı tadını sevmeyenler varsa inanın balkabağından çok kestane yemiş gibi hissedeceksiniz. Bizim kızlar bile önce tadına bakmak için küçük bir dilim aldılar ve beğenip bir dilim daha istediler. Benim yaparken hayal ettiğimden bile daha güzel oldu pastam.
        Balkabaklı pastam blogumda uzun bir süre sizi karşılamaya devam edecek çünkü iki şekerli mutfaktan biraz ayrılma zamanım geldi, yaşasın tatil... Biraz özlem gidermek, kafa dinlemek ( şekerlerle pek mümkün olmayacak  ama ), gezmek, güneşlenmek ve bronzlaşmak istiyorum :) İki şekerimle mutfak maceralarımıza biraz ara verip tatil maceralarına doğru yol alma zamanı. Yolum uzun önce Giresun sonra İzmir' e doğru, dönüşümün bol fotoğraflı olacağının garantisini şimdiden verebilirim. Nerede olursak olalım olsada yesek demeye devam, aman ben yokken  bloguma göz kulak  olun, ara sıra kontrol edeceğim ona göre :)
          Hepinize iyi tatiller inşallah görüşmek  dileğiyle...


MALZEMELER:
  • 2 paket ( eti ) kakaolu bisküvi
  • 3 yemek kaşığı margarin
  • yarım çay bardağı süt
  • yarım kilodan biraz fazla balkabağı  (600-700 gr. kadar)
  • bir buçuk su bardağı toz şeker
  • yarım paket petibör bisküvi
  • bir paket vanilya
  • yarım su bardağı kırılmış ceviz
  • bir paket krem şanti
  • bir su bardağı süt ( krem şanti için )
YAPILIŞI:
  1. Bisküvileri rondodan geçirin ve toz haline getirin.
  2. Margarini bir tavada eritin ve toz haline gelen bisküvilerle beraber sütü de ekleyerek karıştırın.
  3. Kelepçeli bir kalıbın içine yuvarlak şekilde yağlı kağıdı  kesin. Bisküvili karışımı kelepçeli kalıba elinizle bastırarak sıkıca yerleştirin.
  4. Balkabaklarını bir tencereye koyun. Üzerine şekeri ve bir bardak su ekleyerek  suyunu çekip  yumuşayıncaya  kadar  kısık ateşte ( balkabağına göre değişebilir pişme süresi ) 30 -35 dakika  pişirin.
  5. Pişen balkabakalarını biraz ılıdıktan sonra blendırdan geçirin. Petibör bisküvileri elinizle iyice ufalayarak ezilen balkabaklarına ilave edin. Kırılmış cevizi, vavilyayı da ekleyin ve kelepçeli kalıptaki bisküvilerin üzerine dökün, eşit bir şekilde yayın.
  6. Krem şanti tozunu bir bardak süt ile çırpın ve balkabağının üzerine döküp yayın. Buzdolabında 2-3 saat bekletin ve üzerine pasta süsü döküp dilimleyerek servis edin. Afiyet olsun...

23 Haziran 2011 Perşembe

ÇİĞDEM'İN SOFRASI - GÜZEL BİR GÜN DAHA :)

  
TATİL ÖNCESİ SON BULUŞMA SOFRASI :)
       Geçtiğimiz gün canım arkadaşım ve komşum Çiğdem 'de bizim kızlarla ( Eylem ve Ümmühan ) beraber tatil öncesi buluşması gerçekleştirip toplandık. Bol muhabbetli ve tabi ki kahkaha dolu bir sofra oldu soframız. Tıka basa yedik mi yedik tabi,  iştahsız yok aramızda Allah'tan, zaten bu lezzetlere iştahsız biri bile olsa kayıtsız kalamaz sanırım ya da ben öyle olduğumdan böyle düşünüyorum :)
       Çiğdemciğim yoğun olmasına rağmen ( gündüz okuldaydı , akşam siir dünletisine katıldı yine okulda ) bu güzel sofrayı hazırladı. İkimiz önceden menüyü kararlaştırmıştık, Çiğdem okuldayken ben balkabaklı pastayı yaptım. Akşam da muhallebili kakaolu krepleri beraber yaptık. Sonuç olarak hepsi afiyetle yenildi...
       Ve artık herkes gibi bende tatil moduna girmiş durumdayım. Herkes bir yerlere gidiyor, ben ben bunları yazarken şimdi Çiğdem Balıkesir' de, Eylem de Çanakkale'de...Bize de yol görünüyor kısmetse iki gün sonra  yolcuyuz  önce  Giresun sonra İzmir' e...
      Şimdilik sizleri bu güzel sofranın lezzetleriyle başbaşa bırakıyorum. Sanmayın ki bu son yazım, inşallah benim de sezon finalim yarın :)

 BİBER DOLMASI

 KABAK MÜCVER

 BİSKÜVİLİ BALKABAKLI PASTA

 TEPSİDE KUMPİR

 MANTARLI SARMA BÖREK

 MUHALLEBİLİ KAKAOLU KREP BOHÇASI

TIRTIL KURABİYE

 Bunlarda bizim şekerlerimizden kareler :)
NESLİHAN, ÇAĞIN, SUAY ve SUALP

22 Haziran 2011 Çarşamba

SADE VE DOMATESLİ BİBERLİ AÇMA

  
     Eskiden çok yapardım mayalı hamurlu işler ama ne yalan söyleyeyim epeydir üşeniyorum mayalı hamur yapmaya. Kurabiye şekillendirip, süslerken ya da pasta yapıp süslemek için harcadığım sabır ve vakti hamur mayalamaya gelince bulamıyorum nedense.
     Mayalı hamur yapmak sabır işi, bende de bu sabır olmadığından, çünkü mutfakta beklemeden çabucak sonuca ulaşmak istediğimden hamurun mayasının gelmesini beklemek bana çok zor geliyor.  Amma velakin mayalı hamurun tadı da bir başka oluyor bilmem mi :)  Yeme kısmına gelince üşengeçliğimden eser kalmıyor zaten :)
    Marifetli  komşum, canım dostum Çiğdem' in  annesi Nuray Teyze' me ait bu tarif. Arkadaşlarım için hazırladığım  soframdaki açmaları da Çiğdem yapmıştı, bunları da beraber yaptık ve ben bir kısmının domatesli biberli olmasını istedim.Aynı hamur olmasına rağmen domatesli ve biberlinin lezzeti başka oluyor. Daha sonra kendim yine yaptığımda içine domatesin biberin yanı sıra peynir de ekledim. Tam bir sandöviç gibi yumuşacık ve lezzetli oldu.
      Artık açma bizde bol yapılır oldu ve bundan sonra da mayalı tariflere dönüş yapmam kesinleşti çünkü benim şekerler bayılıyorlar yemeye. Mayalanmasını beklemek benim için kolay oluyor zira şekerlerim sağolsun...

 MALZEMELER:
  • 1 buçuk su bardağı süt (ılık olacak)
  • 1 paket toz maya
  • yarım su bardağı sıvıyağ
  • 3 yemek kaşığı toz şeker
  • 1 tatlı kaşığı tuz
  • 4 su bardağı un
  • 1 adet yumurta sarısı (üzerine sürmek için) 
  • çörek otu
YAPILIŞI:

      1. Sütü ılık olacak şekilde ısıtın. Dikkat edin   sıcak olmasın. Yarım su bardağı sütün içinde mayayı  pürüzsüz olacak şekilde eritin.
      
      2. Geniş bir yoğurma kabına kalan sütü, sıvıyağı, tuzu,  şekeri ekleyin ve iyice karıştırın. Mayalı sütü de ekleyin ve karıştırın.
      
      3.  Sıvı karışıma son olarak unu da ekleyin ve iyive yoğurun. Hamur ele yapışan ve oldukça yumuşak bir kıvamda olacak.
     
      4. Hamurun elinize yapışmasından endişe etmeyin, şekil verirken hamurun yapışmaması için elinizi yağlayın ve hamurdan parçalar koparın , yuvarlayıp uzatın , düğüm atar gibi şekil verin, yağlanmış bir tepsiye aralıklarla dizin.

     5. Domatesleri ve  biberleri ince uzun dilimleyin. Elinizle yuvarlayıp açtığınız hamurun içine bir dilim domates bir dilim biber koyun ve yanlardan birleştirip tepsiye  aralıklarla dizin.
           6. Pişirmeden önce iki saat kadar tepside mayalanması için bekletin. Mayalanıp hamurlar kabardıkta sonra üzerlerine yumurta sarısını hamurları söndürmemeye dikkat ederek hafifçe fırça yardımı ile sürün ve çörek otu serpin.
           
           7. 200 derece fırında 20- 25 dakika pişirin. Afiyet olsun....


       NOT: Bu ölçülerle bir büyük fırın tepsisi açma oluyor. Daha fazla açma yapmak isterseniz ölçüleri iki katına çıkarıp yapabilirsiniz.

    20 Haziran 2011 Pazartesi

    DAMLA ÇİKOLATALI KEK


              Akşam çayı sofram   için son anda ve aceleyle yaptığım kekim gerçekten çok güzel oldu. İtiraf ediyorum bazen çok özenerek yaptığım kekler kabarmaz ve beni sinir eder.Bazen de böyle hızlıca yaptığım kekler güzel kabarır ve beni mutlu eder. Her tür keki bu tarifimle yapıyorum ve memnun kalıyorum sonuçtan. Keki neli yapmak istersem onu ekliyorum; örneğin rendelenmiş havuç, ceviz ve tarçın; kuru üzüm ,bazen muz rendeliyorum içine bazen de bol fındık... 
             Şekerlerim de kek yemeye bayıldıkları ve özellikle ıslak kek favorileri olduğu için sık sık yapılıyor bizde. İleride geniş bir kek dosyası yapmayı düşünüyorum zaten, tatil dönüşü kısmetse paylaşmak istediğim çok şey var sizlerle.Hadi bakalım buyrun kekimin tarifine.....


    MALZEMELER:
    • 2 adet yumurta
    • 1 buçuk su bardağı toz şeker
    • yarım su bardağı sıvıyağ
    • 1 su bardağı süt
    • 2 buçuk su bardağı un
    • 1 paket kabartma tozu
    • 1 paket vanilya
    • 1 çay bardağı damla çikolata
    YAPILIŞI:
    1. Yumurtalar ve şekeri, şekerler eriyip köpük köpük olana kadar iyice çırpın.
    2. Sıvıyağı ve sütü de ekleyin, çırpmaya devam edin.
    3. Un, kabartma tozu ve vanilyayı eleyerek ilave edin.
    4. Son olarak damla çikolataları ekleyin ve kaşıkla karıştırın.
    5. Yağlanmış ve unlanmış bir kalıba kek hamurunu dökün. 170 derece fırında 35-40 dakika pişirin. Afiyet olsun.

    16 Haziran 2011 Perşembe

    AKŞAM ÇAYI SOFRAM ve SOSİSLİ MİLFÖY

             Şöyle bir gezinince gördüm ki blog arkadaşlarımın bir çoğunun ya  çocukları  ya da  benim gibi kendileri hasta. Sebebi, mevsim değişimleri olsa gerek, havada o kadar kararsız ki; güneş, yağmur, rüzğar... İnşallah herkes sağlığına kavuşur ve atlatır bir an önce.
             Nihayet akşam çayı soframa sıra geldi.  İki gün üstüste gelince misafirlerim, akşam için gündüzden ( şekerlerime rağmen ) hazırladığım soframda bakın neler var.

    MAKARNA SALATASI

    DAMLA ÇİKOLATALI KEK

    DOMATESLİ BİBERLİ AÇMA


    SOSİSLİ MİLFÖY

    AÇMA

           Soframdakilerden ilk önce  özellikle çocuklar için yaptığım sosisli milföylerin tarifini vermek istiyorum. Tarife gerek yok çok basit bunları yapması diyebilirsiniz ama hiç mutfak bilgisi olmayanların nasıl yapıldığını merak edeceklerini  biliyorum. Milföy hamuru mutfakta büyük bir kurtarıcı olduğunu düşünüyorum. Börek, tatlı ve yemeklerde pratik bir şekilde kullanılabilen ve çokta lezzetli olan bir hamur. Derin dondurucumda her zaman mutlaka bir paket milföy bulundurmaya çalışırım ki acil durumlarda ve ani bir misafir karşısında hemen elimin altında olsun diye. Milföy hamuruyla yaptığım değişik tariflerim var elbette, ama yeni yeni kendine gelmeye çalışan ben üstümdeki hastalığı ve tembelliği atınca yapıp paylaşacağım sizlerle inşallah :)


    MALZEMELER:
    • 10 adet ( yaprak )milföy
    • 10 adet sosis
    • 1 adet yumurta
    YAPILIŞI:
    1.  Milföyleri ortadan ikiye kesin ve uzun dikdörtgenler elde edin.
    2. Sosisleri de uzunlamasına ortadan ikiye kesin.
    3. Dikdörtgen milföyün kısa kenarına yarım sosislerden bir adet koyun ve içe doğru sarıp rulo yapın.
    4. Hepsini bu şekilde sardıktan sonra yağlanmış bir fırın tepsisine dizin.
    5. Yumurtayı iyice çırpın ve milföylerin üzerine sürün. 200 derece fırında milföyler kızarana kadar 20-25  dakika pişirin. Afiyet olsun.





    13 Haziran 2011 Pazartesi

    DEREOTLU PEYNİRLİ RULO SALATALIK


              Artık yediklerimin tadını almak istiyorum. Evet üç-dört gündür bademciklerimin şişmesiyle  başlayan, boğaz ağrısı ve öksürükle devam eden hastalığım yüzünden ağzımın tadı yok. Herşey tatsız tuzsuz, keyifsizim anlayacağınız. Bundan bloğuma giremedim, sizleri ziyarete gelemedim:( Ağzımın tadı olsada yesem  :) durumum bu.
         Proriterol tarifimle soframa son vermiştim ve bir akşam çayı sofram daha olduğunu yazmıştım. İkinci soframa geçmeden önce geçen hafta yaptığım çok pratik ve görüntüsü çok şık olan bir lezzeti paylaşmak istiyorum bu gün.
          Sıcak yaz günlerinde sizi serinletecek, misafirleriniz tadına ve kesinlikle görüntüsüne bayılacak bu rulo salatalıkların. Havaların ısınmasını beklediğim tariflerimden biri ama dayanamadım yaptım ve soframın tarifleri bittikten sonra yayınlamayı düşünüp fotoğrafladığım gün sevgili zeymuran cafe 'nin süzme yoğurtlusunu yayınladığını görünce ne tesadüf dedim ve hatta kendisine yorum yaptım.Aynı şeyleri düşünebilen insanlar olmamız ne güzel...


             Rulo salatalıklara yakışan o kadar çok alternatif var ki; süzme yoğurtla cacık yada haydari yapıp daha geniş rulolar yapıp misafirlerinize değişik ve şık bir sunum yapabilirsiniz.  Kahvatılarda domates ve peynirle sarıp yine değişik bir sunum yapabilirsiniz. Bir kaç fikir daha var aklımda, ama bunların hepsini yapıp fotoğraflayıp yayınlamak istiyorum. Bu arada bu rulo salatalıkların o kadar çok fotoğrafını çekmişim ki seçmekte zorlandım haksızda değilim yani tam fotoğraflık olmuşlar değil mi....

            Gelelim rulo salatalıkların yapımına. Madde madde yazıp ölçü vermiycem bu sefer, o kadar pratik ki tarifimiz istediğiniz kadar malzemeyi çoğaltıp yapabilirsiniz. Ben bir adet salatalıktan beş adet rulo çıkardım. Salatalığı güzelce yıkayıp, kabuğunu soymadan uzunlamasına ince bir şekilde kesin.Beyaz peyniri çatalla ezin ve  ince ince kıyılmış dereotu ile  karıştırın.  Kestiğiniz salatalıkların ucuna dereotlu peynirden koyun ve içe doğru salatalığı kıvırarak sarıp, ruloyu oluşturun. Bir  kürdan yardımı ile rulonun yan tarafına açılmaması için batırın. Üzerine çörek otu serpin. Afiyetle yiyin...

        
            Rulo salatalıklarla ilgili önemli bir nokta içine ne koyarsanız koyun, yaptığınız zaman kesinlikle bekletmemeniz gerekiyor. Bekleyince salatalık suyunu bırakıyor ve hiç güzel bir görüntü olmuyor ki daha önceki tecrübelerimden biliyorum çünkü başıma geldi. Ama illaki benim gibi ( iki şekerlerim yüzünden ) bekletmeniz gereken durumlarda rulo salatalıkların altına iki-üç kat kağıt havlu serin ve servis öncesi bu havluları alarak ikramınızı yapın. Mutfakta çareler tükenmez öyle değil mi....

    8 Haziran 2011 Çarşamba

    PROFİTEROL


          Ve  soframın son tarifi profiterole geldi sıra. Bilerek sona sakladım çünkü çabucak geçiştirmek istemediğim, uzun uzun anlatmak istediğim bir tarif. Bu günü bekliyordum diyebilirim yani. Yaptığım profiteroller çok beğenildiği, her yiyen bir daha istedi için profiterol konusunda kendime çok güveniyorum ki eminim herkesin böyle güvendiği ve hiç mütavazı olamayacağı tarifleri vardır öyle değil mi?
              Profiterol en sevdiğim  ve dışarda gittiğim her yerde varsa öncelik sırasını verdiğim bir tatlı. Ama her yerde aynı tadı bulamıyor insan. Hal böyle olunca ben niye kendim yapmıyorum diye düşümdüm bundan taaa 6 yıl önce.Tarif arayışlarına başladım ve çok çeşitli tarifler olduğunu gördüm. Hepsi aşağı yukarı aynı malzeme olmasına rağmen o zamanlar gazetelerin verdiği yemek dergilerin birinde gördüğüm; malzemelerinin makul oranda olduğu ve iç kremasında yumurtanın olmadığı  bu tarifi denemeye karar verdim.

           İlk denemem inanmayacaksınız ama harika oldu. Yalnız ben tarife kulak asmayıp yani kabarma payını hesap etmeyip bir çay kaşığı yerine tepeleme bir tatlı kaşığıyla hamur koyunca epey iri profiterollerim oldu :)  Ama lezzeti en güzel pastanelerde yiyebileceğiniz kadar çok güzel oldu ve ben hep bu tarifle yapar oldum en sevdiğim tatlımı. Tarifte yaptığım tek değişiklik iç kremasına nişasta eklemek oldu çünkü kıvamı böyle tam istediğim gibi oldu. Profiterol hamurunu yapımı; yumurtaları teker teker kırmak, yumurtaları iyice yedirmek gerektiği için biraz yorucu ; hamurların pişmesini ve özellikle  fırını açmadan soğumasını beklemek zaman alıcı olsada seviyorum ben profiterol yapmayı. Eeee insan bir de etrafından güzel övgüler alınca yapması da keyifli oluyor. Yapımı her ne kadar zor görünsede profiterolün tarife ve aşağıda belirttiğim kurallara uyularak yapılırsa alacağınız sonuç karşında mutlu olacağınıza eminim.

           Bende ne kadar mutluyum şu an anlatamam çünkü bu tarifin arşivimde bulunması için can atıyordum. Tüm profiterol sevenlere ama özellikle kızım SUAY' ıma gönderiyorum bu tarifimi. İstek şarkı gönderiyormuşum gibi oldu :) ama ne yapayım ANNEDİR YÜREĞİM.........


    MALZEMELER:

    Hamuru için:
    •  125 gr. margarin
    • 1 su bardağı su
    • 1 su bardağı un
    • 4 adet yumurta(oda sıcaklığında olacak)
    • 1 çimdik tuz
    İç kreması için:
    • 1 litre süt
    • 3 yemek kaşığı un
    • 2 yemek kaşığı nişasta
    • 4 yemek kaşığı toz şeker
    • 1 paket vanilya
    Çikolata sos için:
    • 3 su bardağı süt
    • 7 yemek kaşığı toz şeker
    • 3 yemek kaşığı kakao
    • 1 yemek kaşığı nişasta
    YAPILIŞI:
    1. Tencereye suyu koyun ve kaynatın. Su kaynayınca margarinide ekleyin ve eritin.
    2. Margarin eriyince un ve tuzu ekleyin. Çırpma teli ile hızlıca karıştırın. Hamur hemen kendini toparlayıp kıvamı epey koyulaşacak, ocaktan alın ve 15-20 dakika soğuması için bekletin.
    3. Hamur soğuyunca yumurtaları hamura tek tek karıştırarak ekleyin yani bir yumurtayı mikser ile hamura iyice yedirmeden diğer yumurtayı eklemeyin. Her yumurta için bu işlemi tekrar edin.
    4. Hamuru 1 saat kadar buzdolabında bekletin
    5. Fırın tepsisini yağlayın. Hamurdan bir çay kaşığı alarak başka bir çay kaşığıyla hamuru sıyırarak  hamur kabaracağı için 3 cm. aralıklarla  tepsiye dizin.
    6. Önceden 200 derecede iyice ısıtılmış fırında 20 dakika pişirin. 20 dakika sonra fırının ısısını 150 dereceye düşürün ve 25 dakika daha pişirin. Piştikten sonra fırını kapatın ve fırının kapağını hiç açmadan 20-25 dakika fırın soğuyana kadar bekletin.
    7. İç kremayı yapmak için süt, un ve şekeri karıştırın, orta ateşte sürekli karıştırarak muhallabi kıvamına gelene kadar pişirin. Piştikten sonra ocaktan alın ve vanilyayı ekleyip karıştırın. Ara sıra karıştırarak soğutun.
    8. Çikolata sosu yapmak için; tüm malzemeyi karıştırın ve orta ateşte sürekli karıştırarak pişirin. Koyulaşıp sos kıvamını aldıktan sonra altını kapatın, ara sıra karıştırarak soğutun.
    9. Soğuyan hamur toplarını bıçak ile yan tarafından ikiye kesin ama birbirinden ayırmadan, arasına soğuyan iç kremadan bir yemek kaşığı koyun. Hepsini bu şekilde doldurduktan sonra çikolata sosunu hamur toplarının üzerine kaşık ile dökün. Buzdolabında 1 saat beklettikten sonra servis edin. Afiyet olsun....
    NOT:     
       1- Profiterol yaparken en önemli birinci kural yumurtaları teker teker kırın ve her bir yumurtayı  hamura iyice yedirin.

        2- İkinci önemli kural profiterol hamurları pişerken ve piştikten sonra fırını kapatıp, soğumasını beklerken kesinlikle fırının kapağını açmayın. Bu aşamaların herhangi birinde fırının kapağını açacak olursanız hamurlarınız anında sönüp kabarmayacaktır.
               
        3- Yukarıdaki ölçülerle iki büyük fırın tepsisi profiterol hamuru çıkıyor. İki tepsiyi de kurallara uyarak ayrı ayrı pişirin.

         4- Profiterolu bol çikolata soslu seviyorsanız çikolata sosu ölçüleri iki katına çıkarıp yapın.
     

      5 Haziran 2011 Pazar

      PEYNİRLİ SARMA BÖREK


            Soframdaki  ikinci böreğim peynirli börek. Patlıcanlı gül böreği  yaptığımda kalan yufkalardan peynirlisini yapayım dedim. Pratik ve evde her zaman buluna bir malzeme peynir. Bu sefer sigara böreği gibi ama sıkı değil gevşek sararak yaptım ve fırında pişirdim. 
           Sigara adını kullanmak istemiyorum, sigarayı çağrıştırdığı için çünkü. Kızım çok küçükken kızarttığım sigara böreklerini eline alıp sigara içer gibi yapınca ve "anne bundan da duman çıkıyor mu" gibi sorular sorunca bu adı kullanmamaya başladım.  Bence herkes böyle yapmalı, hem çocukların kafaları karışmaz hem de  özenti ortadan kalkar. Diyeceksiniz ki biz sigara böreği diyerek büyüdük (hepimiz bu böreği sigara gibi tutarak yedik) hiçde özenmedik. Evet öyle ama şimdiki çocuklar acayipler, her şeye farklı anlamlar yükleyip değersiz bir şeyi baş tacı yapabiliyorlar ve unutmuyorlar. Bizim onlar taklit yaparken güldüğümüz şeyleri galiba iyi bir şey yapıyorum diye ileride ortaya çıkarmak üzere bilinçaltlarına yerleştiriyorlar. 
            Televizyondaki sigaranın zararlı olduğunu anlatan reklamaları başarılı ve amacına ulaştığını düşünüyorum çünkü bizzat şahit oldum. Kızımın odasını temizlerken dolabının arkasında bir poşet buldum. Açtım ne göreyim, poşette çakmaklar ve sigara paketleri. Anlayamadım önce, kızım babasına hep sigara içtiği için kızardı ve içme babacığım derdi. Hemen kızımı çağırdım bunlar niye burda diye sordum. Ağlamaya başladı yavrum, " babam kanser olmasın diye sakladım anne, ciğerleri kapkara olmasın diye", demez mi içimin nasıl sızladığını anlatamam. Babamıza bunu anlatınca üzüldü ve bırakacağım kızım diye söz verdi. Babasının yanında bu reklamlar çıktığında gözleri sulanıp babasına sarılıp ağlayan kızımın bundan nasıl etkilendiğini gördüm. Babamızda  daha fazla dayanamayıp sonunda sigarayı bıraktı ve kızım şimdi inanın çok mutlu. Babasına sarılıp babacığım mis gibi kokuyorsun diyor ve babası da kızının mutluluğundan dolayı sigarayı bırakmaktan mutlu.
            Bir börek bizi nerelere getirdi, bunları yazmayı düşünmemiştim doğrusu. Biz anne ve babaların bu konuda duyarlı olması gerektiğini düşünüyorum, bilmem bana katılır mısınız?

      MALZEMELER:
      • 3 adet yufka
      • 200gr. beyaz peynir
      • yarım su bardağı sıvıyağ
      • yarım su bardağı su
      • yarım demet maydanoz
      • 1 tatlı kaşığı kuru nane
      • yarım su bardağı yoğurt 
      • çörek otu
      YAPILIŞI:
      1. Yufkaları önce dörde (üçgen şeklinde) sonra her bir üçgen yufkayı tekrar ikiye kesin daha küçük üçgen yufkalar elde edin( bir adet yufkadan 8 parça yufka).
      2. Maydanozları yıkayın ve ince ince doğrayın. Peynirleri çatalla ezin, doğranan maydanoz ve naneyide ekleyip karıştırın.
      3. Bir kasede sıvıyağ ve suyu iyice çırpın. Kesilen yufkalara peynirli harcı koymadan önce fırça ile bu karışımdan yufkanın her yerine sürün.Yufkanın geniş tarafına peynirden bir kaşık koyun ve önce iki yanını içe doğru kıvırıp sonra yufkanın geniş tarafını  içe doğru sarın. Tüm yufkaları aynı şekilde sarın ve yağlanmış fırın tepsisine dizin.
      4. Yoğurdu biraz su ile beraber karıştırın ve böreklerin üzerine sürün. Çörek otunu serpin. 200 derece fırında 25-30 dakika pişirin. Afiyet olsun.

        4 Haziran 2011 Cumartesi

        PATATES PASTASI ( RENKLİ PATATES SALATASI )


                   Patates pastası adını daha çok yakıştırıyorum ben. Tam bir pasta gibi görünüyor ve tadı da sunumu da çok şık oluyor bildiğiniz gibi. Arşivimde mutlaka olmasını istediğim tariflerimden birisi bu. Ama siz sakın benim yaptığım hataya düşmeyin yani dediğimi yapın yaptığımı yapmayın :) aynı anda bir kaç işi yapmaya çalışırken patateslerim soğudu ve bende uğraşmak istemediğimden yapmamam gerektiğini bildiğim halde blendırdan geçirdim patatesleri. Allahtan görüntü kötü olmadı ama pasta dilimi gibi kesilmesi gerekirken kaşıkla almamız gerekti. Telaşımdan işte, arkadaşlarım daha önceki yaptığım patates pastalarını bildikleri için ve lezzeti gayet başarılı bulunduğu için göze batmadı doğrusu. 
                 Yakın görüntüsünü beğenmediğim için masam da yaptığımı değil de daha sonra tekrar yapmış  olduğum patates pastasının fotoğrafını koydum, işte budur patates pastam...
              Soframdan  iki tarifim daha var, fırsat bulursam böreğimi yayınlıycam bugün bir ara, profiterolümü ise sona saklıyorum....
        MALZEMELER:
        • 1 buçuk kilo patates
        • 6-7 adet havuç
        • 200 gr. (1 su bardağı) pancar turşusu
        • 10 dal maydanoz
        • yarım demet dereotu
        • 5-6 adet taze soğan
        • yarım limonun suyu
        • tuz
        • süslemek için mısır
        YAPILIŞI:
        1. Patatesleri haşlayın, sıcakken çatalla ezin ve üç ayrı kaba patatesleri eşit bölün.
        2. Pancarları blendırla ezin ve birinci kaptaki patateslerle karıştırın. Pancar turşusu tuzlu ve sirkeli olduğu için tuz atmaya gerek yok ama yinede tadına bakın ve gerekirse tuz ilave edin.
        3. Taze soğan, dereotu ve maydanozları temizleyip yıkadıktan sonra ince ince doğrayın. İkinci kaptaki patatesler ile tuz ve limon suyunu ekleyerek karıştırın.
        4. Havuşları rendeleyin ve bir tavada bir yemek kaşığı sıvıyağ ile yumuşayıncaya kadar kavurun. Üçüncü kaptaki  patatesler ile tuzunuda ekleyerek karıştırın.
        5. Kek kalıbının içini streç film ile kaplayın. Önce pancarlı patatesleri kalıbın içine dökün, bir kaşık yardımı ile bastırarak üstünü düzleyin. Yeşillikli patatesleri de dökün ve kaşıkla bastırarak, eşit şekilde yayarak üstünü düzeltin. Son olarak havuçlu patatesleride dökün ve yine kaşıkla  bastırarak düzeltin. Streç film ile üstünü de kapatın ve buzdolabında 1-2 saat beklettikten sonra servis tabağına dikkatlice ters çevirerek kalıptan çıkarın. Üstüne ve yanına mısır dökerek servis edin. Afiyet olsun. 
        NOT:  Tuz oranını belirtmedim, siz tuzu istediğiniz kadar damak tadınıza göre ayarlayın.

            2 Haziran 2011 Perşembe

            ELMALI TOPLAR

                  Soframın üçüncü tarifi elmalı topları hem hindistan cevizi hem de pasta süsüne bulayarak iki şekilde yaptım. Tek lokmalık, pratik, görüntüsü şık ve lezzeti bir harika bence. Zaten elma, ceviz ve tarçın muhteşem bir üçlü. Üçünün bir araya gelipte kötü olması imkansız değil mi....


                     Bugün REGAİP KANDİLİ...Herkesin kandili mübarek, duaları kabul olsun....

            MALZEMELER:
            • 1 paket petibör bisküvi
            • 3 adet elma
            • 2 yemek kaşığı toz şeker
            • 1 paket vanilya
            • 2 yemek kaşığı kakao
            • yarım su bardağı kırılmış ceviz
            • 1 tatlı kaşığı tarçın
            • pasta süsü ve hindistan cevizi
            YAPILIŞI:
            1. Elmaların kabuklarını soyun ve rendeleyin. Rendelenen elmaları bir tavada şekeri de ekleyerek elmalar suyunu çekene kadar ara sıra karıştırarak kavurun. 
            2. Bisküvileri derince bir kabın içine eliniz ile ufalayın. Bisküvilere kavrulmuş elmaları, vanilyayı, kakaoyu, kırılmış ceviz ve tarçını da ekleyip iyice yoğurun. 
            3. Ceviz büyüklüğünde toplar yapın ve bir kısmını hindistan cevizine bir kısmını da pasta süslerine bulayın, birer kürdan batırın ve servis tabağına dizin.Afiyet olsun.

              1 Haziran 2011 Çarşamba

              PATLICANLI GÜL BÖREĞİ


              BÖREĞİM VE TATLI CADILARIM :)
                       Ispanaklı böreği çok severim ama patlıcanlı böreği tek geçerim. Kışın ıspanaklı börek, yazın kesinlikle patlıcanlı börek favorimdir.  Arkadaşlarım için hazırladığım soframda yaptığım herşey gibi çok özenerek yaptım böreğimi de. Kıyma da çok yakışıyor patlıcanla beraber ama ben bu sefer kıymasız yaptım.
                     Kayınvalidemin el açması yaptığı patlıcanlı börekle yarışamasamda (şimdilik ama) hazır yufka ile yaptığım böreğim pratik ama  çok lezzetliydi. Şekerlerim bile çok severek yediler. Patlıcanı sevmeyen oğlum börekte patlıcan olduğunu farketmedi bile. Yani en kısa zamanda ve sık sık bu börek  yapılacak demek oluyor bu....

              MALZEMELER:
              • 4 adet hazır yufka
              harcı için:
              • 5 adet patlıcan
              • 2 büyük boy kuru soğan
              • 3 adet sivri biber
              • yarım çay bardağı sıvıyağ
              • 1 yemek kaşığı domates salçası
              • kimyon,karabiber
              • tuz
              üzeri için:
              • 1 çay bardağı yoğurt
              • yarım çay bardağı sıvıyağ
              • yarım çay bardağı su
              • susam
              YAPILIŞI:
              1. Harcı yapmak için soğanları yemeklik doğrayın. Patlıcanları alacalı soyun ve minik küpler halinde doğrayın. Biberleride soğanlar gibi minik minik doğrayın.
              2. Genişçe bir tava veya tencereye yağı koyun ve soğanları ekleyip biraz kavurun. Biberleri ve patlıcanları da ekleyin, ara sıra karıştırarak tencerenin kapağını kapatın ve kısık ateşte patlıcanlar pişene kadar kavurun. Piştikten sonra salçayıda ekleyin, 1-2 dakika daha kavurun ve baharatlarını ekleyip ocaktan alın.
              3. Yufkaları dörde bölün. Elde ettiğiniz üçgen yufkaların geniş kısmı size doğru bakacak şekilde hepsini üst üste koyun. Her bir yufkanın geniş tarafına uzunlamasına 2 yemek kaşığı patlıcanlı harcı uzunlamasına dökün. Yine geniş taraftan başlayarak sarın ve içe doğru rulo yaparak sarın. Ucunu altına gizleyerek pişerken açılmamasını sağlayın.
              4. Gül böreklerini yağlanmış tepsiye dizin. Bir kasede yoğurt, sıvıyağ ve suyu iyice karıştırın ve böreklerin üzerine bolca sürün. Son olarak susam serpin ve 200 derece fırında 25-30 dakika pişirin. Afiyet olsun.
                        Bu kızlar bir alem... Biz soframızda muhabbetlerimizi yaparken benim sarı şekerim Suay'ım ve arkadaşım Ümmühan'ın kızı (kara kızım) Neslihan'ım bol bol oynadılar. Bir ara yanlarına gidip kızlar bana poz verin dedim ve bu pozu verdiler. Çok güzel ve komik bulduğum için paylaşmak istedim sizlerle. Tatlı cadılarıma maşallah demeden geçmeyin......
                Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...